24 Haziran 2016 Cuma

LEHÇE DERSLERİNE GİRİŞ MAHİYETİNDE DİNLENESİ 5 İSİM VE TEKLİLERİ!


1- F.O.R.X.S.T.: İsmine ve sunduğu görsellerdeki ergenlik etkisine takılmayacak olursak F.O.R.X.S.T’yi Polonya’nın trippy müzikal kaygılar açısından fazlasıyla bereketli topraklarından çıkan en ayrıksı isimlerden biri olarak tanımlayabiliriz. İsminin google’lanamaması için elinden geleni ardına koymadığını düşündüğüm bu gencin "Abi ben çıkarım babalar gibi müziğimi yaparım, kimse de a.k.a. işime burnunu sokamaz" tavrına sahip olabileceği fikri de pek uzak gelmiyor hani. Dış monolog yapan hayal gücümü bir tarafa bırakacak olursak yukarıdaki cümlede haklılık payı olabileceğini yaptığı müziğe duyduğu güven dolayısıyla kafamda kurgulayabiliyorum. Dinlemeye değer çok fazla seti ve track’i olmasına karşın uluslararası müzik sahnesinde dikkatleri üzerine Awake single’ı ile çektiği de bir gerçek. Gününüz kötü mü gidiyor, hayat istediğiniz yönde seyretmiyor ya da şekillenmiyor mu? Sevgiliniz size tekmeyi koydu mu? Üzülmeyin. Awake bunların hiçbirinin düzeleceğini vaat etmiyor zaten. Yine de şans vermeye değer yahu! Bir daha mı geleceğiz dünyaya?



2- JUTRØ: The accidental poet, FOHM, SOHO Palace gibi youtube kanalları da olmasa yeni şeyler keşfedemeyeceğiz bu gidişle. Underground’lığın dibine vurup sadece sosyal medya kanalları üzerinden ulaşılabilen gizemli grupları, producer’ları hep sevmişimdir. Açarsın Chrome’u bakarsın iki kalem edilmiş mi böyle güzel müzikler yapan insanlar hakkında diye. Ama nerede heyhat! "Ellerim bomboş, yüreğimde bir sızı" lirikleri soundtrack’in olur, kalan sahalar bizimdir diyerek var olan birkaç materyali sevmeye devam edersin. Polonya’nın deneysel müzik söz konusu olunca hayal kırıklığına uğratma ihtimali internette kedi videosu görmeme ihtimaline eş değer benim nazarımda. O yüzden CZELUŚĆ VOL.#1 adlı toplama albümde de   kendine yer bulan bu nadide tekliyi dinleyin, dinletin. Hatta gaza gelip videosunu da izleyin. "Everything is too late" diye mırıldanmayanı, soyunup   ormana gitmeyi planlamayanı dövüyorlarmış.



3- KA-MEAL: Polonya’dan çıkan en hüzünlü melodilere sahip proje bu olmalı gerçekten. Öyle depresyona sevk etmeyen, içinizi tatlı tatlı yiyen cinsten bir hüzün bu ama. Ona göre hazırlıklı olun. "Ben zaten hali hazırda mutsuz bir insanım ama mutsuzluğumla da barışığım yahu" diyebilenlere hitap ettiğini ilave ederek günlük spoiler verme görevimi de yerine getirmiş olayım. Enstrümantal tatlara da açıksanız şayet huzur dolu hüzünlerden hüzünlere -ki o da nasıl oluyorsa- seyahat etmenizi sağlayacak olan parçayı sizin için seçmiş buluyorum. Ka-Meal’in elinden çıkma Autumnlove, I don’t Believe You, I Need You, Remember My Face gibi isimlerinden de anlaşılabileceği üzere tam bir sevgi kelebeği tadındaki şarkılardan sevgili Always Told The Truth! Seni seçtim Pikachu!


4-  DA VOSK DOCTA: Bu akşam hüzünleri evde bıraktım tadında mısınız? İçim bayıldı biraz da şöyle groovy bir şeyler öner de neşemizi bulalım tribine mi girdiniz? Vücudunuzun kendiliğinden hareket etmesini sağlayacak bir single var elimde hadi yine iyisiniz. Yukarıda saydığım isimlere nazaran daha zıpır bir müzik peşinde olan, kendini independent urban/bass producer olarak tanımlayan sevgili arkadaşımızın tam bir beat canavarı olduğunu söylesek pek de abartmış olmayız. Polonya underground rap alemlerinde de hatırı sayılır bir ünü olduğunu düşünecek olursak kendisinin bir tık daha eklektik sularda yüzdüğünü iddia edebiliriz. Seversiniz sevmezsiniz bilemem ama Da Vosk Docta’nın Leh müzik dünyasında enteresan bir tavrı olduğu da kesin şimdi onu kabul edelim. Videodaki Nike logosuna takılıp hayal dünyanızda obsesyon yaratmayın aman diyeyim. Ya da yaratın banane yahu!



5- MYSTXRIVL: Hali hazırda Andain’in Beautiful Things’ini sevenlerdenseniz size yine aynı single’ın başka bir versiyonunu seve seve önereceğim. Zira CZELUŚĆ adlı plak şirketinin gediklilerinden olan MYSTXRIVL, bu güzel şarkıyı kalbinizle ruhunuzu şeytana satmanıza yol açacak güzellikte bir mix’le karşımıza çıkarıyor. Hadi o kadar abartmayalım ama kendisinin dinlenesi cinsten bir iş çıkardığını da görmezden gelmeyelim. Tıpkı F.O.R.X.S.T.’te olduğu gibi isim sorunsalına takılmaz iseniz ön yargısız, sorgusuz sualsiz şarkıyı benimseyebilirsiniz. Hatta Andain’in kadife yumuşaklığındaki vokalini hiçe saymayan, yeni ve dingin bir erkek vokalle de şarkının ne kadar güçlü olduğunu anlayabilirsiniz gibime geliyor. Velhasıl Polonya topraklarından çıkan bu isimleri sevelim, hatta hiçbir fikri olmayan eşimize, dostumuza da sevdirelim. Maksat müzik dünyasına katkımız olsun değil mi ama?

























Hiç yorum yok:

Yorum Gönder